İNADINA AŞK

Hani “izleyiciyi şımartmak” diye bir olgu var ya, sayenizde feci hâlde bu sendroma yakalanmış bulunmaktayım. Bütün “şımarık”lar gibi de taleplerimi sıralayıp “lütfeeeeeennnnnn!” moduna geçmezsem hastalığın genel seyrine aykırı davranmış olurum. Ha, ben taleplerimi sıralayayım siz canınızın istediğini dikkate alın diğerlerine başınızı iki yana sallayıp “cıkkkk!” deyin! Başımın üstünde yeriniz var. Eeee, o da sizin şanınızdandır.

Şimdi hani ben diyorum ki:

1) Yeşim- Çınar ve Ezgi- Deniz rahat rahat akşamları buluşup yemeğe filan çıkarlarken garibim Defne, izbandut gibi iki ağabey yüzünden evde oturmaktadır. ( Ha, gerçi Yalın bunu telafi ediyor mu ediyor ama) Defne- Yalın’a dışarıda bir akşam yemeği ( bak romantik filan demiyorum, Yalın’dan bunu isteyemem de) görsek mi?

2) Görülen o ki Doruk’la Yalın sıcak bir diyaloga giriyorlar yavaş yavaş ( Ki bence müthiş oldu) Hani Doruk’u Yalın’ın baş müttefiki olarak izlesek mi?

3) Yalın da bir “tuzlu kahve” içse mi, artık?

4) Yeşim’in tarzı dolayısıyla evlenme hazırlıkları İngiltere veliahtının düğün hazırlıklarını geçecek belli ( ki prensese yakışan da bu) ama bizim çılgın Defne’yi aynı şekilde görmesek mi?

5) Haaaaa bi de ( şımarıklığımın zirvesine çıkıp) bir Defne- Yalın dansı izlesek mi? (artık Yeşim’le Çınar’ın düğünü mü olur, başka bir vesile mi bilmem ama) şöööööleeee “bak bak doyama” bir dans olabilir mi sayın senaristciklerim?

6) Yalın, Doruk dâhil Barutçu kayasının bütün fertlerine tünel açmış durumda da bizim cadı babaanne, demirden dağ moduyla oturuyor oturduğu yerde… Görünen o ki erimeye de hiiiiiiçççççç niyeti yok! Bu yaşlı cadı yumuşar mı diye bir düşündüm de aklıma ihtimal gelmedi. Ama size güvenDefne Yalıniyorum ( kadın hastanelik olsa da Yalın kan man mı verse acep?) yani alıp ciğerine sokmasın da hani azcık ılınsa mı Yalın’a karşı?

7) Giderek “iyi kız” olma yoluna giren Damla’ya hayırlı bir kısmet bulsak mı? Vardır Barutçu sülalesinde şöyle bekâr, yakışıklı bir kuzen muzen?

8) Habibe’yi bu aşktan vazgeçirip şöhret olma planları yaparken görsek mi?

9) Polat ağabey ve Nehir kuzen ortalarda henüz yok ama hani, gelince ikisine de bir iyilik düşünürsünüz değil mi?

10) Şu Satır’ı bir göz önünden çeksek mi artık?

Şimdi kendimi sayıyla durduruyorum veeeeeee diyorum ki “ağanın eli tutulmaz!” Sizlere güvenim sonsuz. Ben isteyeyim de artık takdir sizin…

İlhamınız bol olsun sevgili senaristlerim….

Related Article

Bir Yorum Yazarak Siz de Katkı Sağlayın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

5 Comments

  1. turist 25 Mayıs 2017

    Geldim tauruscum, geldim nihayet. Elbette ilk yorum burada olacaktı.;)) Nerde benim kahvem, tiiii?;)) Ne desem ben sana bilemedim.... İyiki yollarımız kesişti be. ?? Ben boşuna demedim kafa dengiyiz galibi diye. Biliyorsun isyanım büyüktü elbette. Başkaları gibi "yeah yerli dizi izlemiyorum çünkü über cool'uz" zırvalık yok bende. Yada "Yeah Avrupa'da doğdum ne izliycem yerli saçmalıklarını" kafası da yok. Fakat Kredomuz var sonuçta: 1.Senaryo 2.Senaryo 3.Senaryo 2015ten beri - on yıl moladan sonra tekrar yerli dizilerine göz atmaya başladım. Fakat bileklerimi kesme noktasına gelmiştim ve ne yazıkki - özellikle hemcinsimin kalemine küsmek üzereydim...okadar hayal kırıklığı... Bana holy grale'i tavsiye ettin sen resmen ya. Beni benden aldılar zeki kalemleri ve mizahı ile. Komedi derken işte tam bunu kasd ettim ben canım benim.? Olan zırvalıkları ve insanın İQnun düşmesine sebeb olan Absürtistandan bahs etmiyordum elbet. Maalesef zekaya hitap eden komediye trde önümüzde hiç denk gelmemiştim, şimdiye dek. Zekaya hitap eden, pop kültürü içeren, zaman zaman mesaj çakan ve tabiiki de toplumsal sorunlara parmak basan; bunları harmanlayan kaleme can kurban be. ❤️ Tam kafa dengi dediğim işte bu! Senaristler iki grup'a ayrılır. Birincisi maalesef nadir olan; Republic of İÇERİKistan. Diğeri ise ne yazıkki Absürdistan. Dedimki kendi kendime, artık radarımdasınız Athos, Porthos ve Aramis. Kaleminiz nerdeyse bende artık orda. Keşke genç nesillere workshoplar verseler, bak nasıl gümbür gümbür İÇERİK kokan yerli diziler olur da "yırt dışında sattık yıııppııığğğ, cıbımız gıldı, gırısını bışvır" kafasında olan ve Türkleri asıl rezil eden Senaryo zırvalıkları deyil de bu hatunların kaleme aldığı işler gümbür gümbür satılsa. Ah be! Ne yazıkkı kalite genellikle ve özellikle zekaya hitab eden idealist kafalardan gelen şeyler kaç yıldır en vogue deyil. Tasarım benim alanım olduğu için Üniversite'de teori derslerinde de çok konuşmuşuzdur, isyan büyük. Nerde İQyu çökerten olanüstü Absürdistan orada klikler, like'lar, abone'ler satış "zirve vs. Prof'um bir kaç yıla bu "trend" de düzleri demişti. Umarım öyle olur... O kadar mutluyumki anlatamam ya. Hiç eleştirecek şey mi olmaz? Bu kadar mı şaşırtır insanı? Hemde aşk fazlageni olmadan? Kim kiminle belli olmayan ve özellikle hemcinsini rezil bir çizgide yazmadan? Erkek düşkünü olmadan, gerçekçi olarak? Heyt be. He, fişini çekenler utansın.? Gördunmi hani #yerlidiziyersizuzun yoruyor beni derdun Kalemi kılıçtan keskun olunca nasulda fikruni değişturdin. Trivalu atı gibi firewall'uni kirup kolbasti çektular Onin adu Republic of İÇERİKistan; dur da kizum ne destanlar yazdiracaklar? Kaleminiz hiç tükenmesin ilhamınız bol olsun?

    1. Sinem ÖZCAN 25 Mayıs 2017

      Ahhhhh, Ferhan'ım hoş geldin, Nerelerdesin yahu? Özlettin kendini. Bu Şehir Arkandan Gelecek'e yorum yazmışsın, ben cevaplayamadan yok oldu yorum sildin herhalde. Sonra da iyice yok oldun merak ettim valla. Ben İnadına Aşk'ta keşfettim A. Ferda Eryılmaz ve Nehir Erdem kalemlerini. Birlikte ilk işleriydi zaten ama müthiş bir ikili oldular ve diğer işlerinde de çizgi aynen devam etti. Bir kere kadınlar zeki kardeşim. İkincisi milletin çizgisini iyi biliyorlar. Üçüncüsü kalemleri şahane ve bir de bonus karşılarındaki oyuncuyu tanıyorlar. Neyi çıkarır, nasıl çıkarır, nerede nereye kadar zorlanabilir kestiriyorlar ve şu kesin ki oyuncunun performansını sınırlarını dikkate alıp yazıyorlar.Öyle olunca da ortaya çıkan muhteşem oluyor. Beni bilirsin ben kolayına filmdi, diziydi tavsiye etmem hele çok iyi lafını ender kullanırım ama bir tek şey biliyorum o da aradığın buydu, senin. İnan beğenmene çok sevindim ve inan kendi değerlendirmemi ölçtüm, hep içimde acaba ben mi sevdiğim için sıcak yaklaşıyorum duygusu vardı beni teyit etmiş oldun. Yargıma güvenim onaylandı. Tiplemeler müthiş, diyaloglar çok canlı; olaylar asla sünmüyor, başlıyor ve bitiyor, manasız kötüler yok. İnsanca ilişkiler var, kahramanlar insan gibi konuşuyor.... Bıraksan saatlerce yazarım da özetle yerli dizi sektörüne en az üç gömlek fazlalar... En mühimi de ne biliyor musun? "Ben yaptım oldu!" ya da "Benden iyi mi bileceksiniz?" tavrı yok. İzleyiciyle kişilik savaşına girmek hiç yok. Daha ne olsun be kuzum. Şu an bence fırtına öncesi sessizlikteler, yakındır bomba gibi dönecekler ekrana inşallah. Daha çok konuşacağız biz onları çooookkkkkk. Seni de kocaman öpüyorum, sessiz kalıp merak ettirme, sesin sedan çıksın.

      1. turist 27 Mayıs 2017

        Hoş buldum.? Ay sorma yanlışlıkla sildim - yine.? Yaz dönem çok yoğun bizde, defile de yaklaşıyor uykusuz geceler filan, uzaylı gibi "ahah bu ne zaman çıktı, sinemaya mı girdi?" filanlar. Auğustosa doğru rahatlarım artık azıcık. Şu an sadece İçerde'yi izliyorum oda senaryo da sıkıntı "zeka çatışması" - ay yapımın yanlış seçimi hemfikiriz zaten. Vereceklerdi Raci Şaşmaz'a mesela soluk almazdık. Neyeski bana "iyi ki" dedirten Bulut saçan Arascık var. Öbürü kim belli.;)) Valla daha ne diyeyim sen hepsini yazmışsın. Yok kesinlikle sadece sana öyle gelmedi, kendimi şey etmek olmasın da aslında zor dizi beğenirim. 2015ten İlk defa yerli dizi favori listeme girdi. Bi düşün hala İkinci Bahar diyordum ki dram pek sevmem. Komedi de mesela The Big Bang Theori ye bayılırım. Zekaya hitap ediyor. Ferda'yla Nehir'in kalemi işte bana onların zeki kalemini hatırlattı. Chuck Lorre'yı severim, çünkü ana kahramanların hepsi nerd ?, daha önce böyle bi komedi dizi yoktu, sadece sitekick olurdu hani. Başrol Jim Parsons favorim tiyatrolu olduğu çok belli, kalp ben. Yemin ederim izlerken - ilk bölümde mutluluktan ağlayasım geldi. İzlerken görseydin beni çok eğlenirdin kesin. Beynim yandı resmen. Bana görede bu sektöre çok fazlalar kesinlikle. Acayip bir yetenek ve yanı sıra mühtiş bakış açıları var. Ben ilk defa izlerken hep söylendiğim lafı getirmedim aklıma; arkadaş siz bölümleri izlemiyormusunuz? Kimin harcı tarzı, neyi oynar ne onu aşar- en önemlisi İLHAM alır insan oyuncuları izlerken... Ne güzel bi şey, sen yazacaksın, senin hayal kurduğun kaleme aldığın şeyleri başkaları can verecek. Muazzamlar. İlk defa yerli dizi yormadı beni. Hala 2 saat bölümlere alışamadım ben, giremiyorum hikayelere hint filimleri gibi geliyor bana. Easter tatilimde izledim işte ve arka arka 2-3 bölüm izledim gecelere kadar. Bunu başkası başaramadı bende. Biz bekliyoruz- onlar nerde biz orda - tam destek!? Bende kocaman ?Söz uğrıycam

        1. Sinem ÖZCAN 28 Mayıs 2017

          İçerde'yi ben de izliyorum onda da senaryo sıkıntısı büyük. Akmadı uzun süre. Şimdi final yaklaşınca harekete geçti biraz ama tempo aşırı düştüğünden şimdi toparlamak için yeterli zamanları var mı bilmem. Ferda ve Nehir dizisini Nolur Ayrılalım'dan beri deli gibi bekliyorum ve sabrım uzatmaları oynuyor. İnşallah yakındır artık. Bizim dizi sektörünün en ağır problemi senarist. % bölümden sonra sapıtmayan yok denecek kadar az. İşte tam da o nedenle sapıtmayacağından emin olduğum kalemleri izlemeyi istiyorum. Bir an önce mesela yaz sezonuna yeni bir diziyle girseler sevinçten deliye döneceğim. Özletme sakın kendini. Yoğunsun biliyorum ama nefes almak için uğra arada. Kendine çok iyi bak. Sevgiler

          1. turist 28 Mayıs 2017

            Aynen, aslında kurgusu güzel ama o kadar sıkıntılı ki - kadrodaki enfesler kurtarıyor, şahsen oyunculuklara verdim kendimi. Tabi Uluç Bayraktar kalp ben, bana göre oda bu sektöre fazla, sanat diline hayran kaldım. Reji benim için çok önemli bilirsin kaç defa Tarantino ve Hitchcock'u zikrettim. Senaryodaki saçmalıklardan resmen oyunculara harita gibi odaklanıyorum. Duygu anlamında başından beri zayıf. Zaten beni abi-kardeş hikayesi derin etkiledi ve ilgimi çekti. Aksiyon zaten severim. Umarım ders olur sektöre hep aşk saçmalık olması gerekmiyor çünkü, İçerde bunun kanıtı. İyi tarafı bu. Sanki belgesel de biz 35 haftadır kavuşmalarını dört gözle bekledik.? Şimdide annesiyle kavuşsun derdindeyiz.:D 2 saat'ı dolduramıyorlar zaten. Ben bir tek Nehir ve Ferda'nın kaleminde yorulmadım ve "doldurma çabası" görmedim. 3cü diziyi sonuna kadar izlemek üzereyim. Artı İA. İlk göz attığım İlişki Durumu:Karışık'tı sende Pamir için biraz izlemişsin zaten galiba. Berbat ya. Yine de sonuna dek kısa klip ve finali izledim. Oysaki orijinali Full House çok güzel ama ben birde tailanda verzionu izledim o orijinal den daha güzel. Ben aslında tükenmiş oyuncu ve kendi kendine yazan kızı, diğer esas kızlar gibi olmamasını sevmiştim. Özellikle Berk gibi Dalyan ve Seren gibi yer fıstığını partner olarak ilk defa gördüm ve bu duruma bayılmıştım. Onu bile Türk motiflerine aktarmaya beceremediler ya ne diyeyim. Berk Oktay'ı mesela beğenirim orda sevmiştim üzüldüm onun adına tekrar yayından kalkınca. Sevindim çünkü Savaşçı tam ona göre. Sen sektörü daha iyi bilirsin, daha fitsin. O yüzden senin tesbitine inanırım zaten.? O yüzden senarist di, reji filan yada "senenin göze batanları" kategori önemli.;)) Bende güveniyorum onlara, aynen. Nolur'u hala izlemedim çünkü İA'ın fişini çekmelerine feci sinirlenmiştim. Kısa kliplere göz attım Nolur'un daha da sinirlendim yeminle.??? Böyle kafa yok başka ya, yok arkadaş. Damla'da bile yan rol olmasına rağmen bir sağlam altyapısı vardı ya - ha işte bu dedim. Çünkü altın soru; bir insanı tuhaf veya kötülük, gıcıklık yapınca gördüğün zaman akla " hayatında kim bilir ne geldi başına da bu hale geldi" dersin. Senarist dediğin insanların alt yapısını, karekterleri kurarken sağlam ve gerçeğe yakın kimlik kurmalı ki ilk başta oyuncu empati kurabilsin, sonra seyirci. Yok anacım insan Yunan mitolojisinde gibi hissediyor kendini biraz da bilim kurgu, tabi Yeşilçam'ı arıyor gözler... Ben Defne'ye bile kızamadım, çünkü çevremde aşırı geleneksel ve adet, örf düşkünü insanı tanıyorum. Çok sık Boğaz ediliyor "kız çocuğu" olduğu için...Altın kafes gibi, aile büyükleri "kendi doğrularını" uyguluyor onun "iyiliği" için. Sonra olan oluyor hâlâ - Avrupa'da bile kaçanlar var aileler razı olmadığı için. Defne ve cadı babaanne ve öküz abilerini izleyince hep o kızlar geldi aklıma. İşte bunun gibi durumlardan dolayı batı hiç anlam veremiyor Türk kültürüne. Bana göre haddinden fazla müdahale ediliyor. Defne hep sık Boğaz edildi, yalan dolan söyleyip vaz geçememesi, doğru olmasada alışmış. Yalın'a hak versemde. Adem le sokakta çekirdek çıtlatınca "Avrupa'da aşk acı çekmek vardı" gibi laflar etmedi boşuna. Lüks sorun gibi duruyo tabi. Kendi evinde yaşıyor güzel üniversite'de eğitim almış fakat oda ne zorlukla, baba istememiş okumasını. Tek hücreli ve cadı babaanne de kesin ortak apartman ve Çakır gözü yanına koyarak razı oldular ayrı evde oturmasına...Hele hele camına o zıkkım demirlikleri takmaya kalkışınca aman bi geldiler bana. Hangi devirdeyiz dedim. Ama bu bile hâlâ var...Sonra zengin aileler sanki İngiliz soyundan Türkiye'de nasıl profil çiziyor senaristler hayretler içersinde izliyor insan. Tek hücreli gibiler çok var maalesef. Özellikle apartman önünde sokaktaki kadınlar protesto filan edince - toplumsal sorunlara bağlayınca tamamen kalbimi feth ettiler. Mesaja gel. ? Nehir'in insta'sını stalk'ladığımda daha da çok bayıldım, tam Karadeniz hatunu.??? İnşallah bu sefer emekleri hak ettiği karşılığını alır, Sinem ya. Millet hangi saçma sapan zırvalık erkek hasta kalemi tutup "muazzam" diyebiliyor yeminle anlamak mümkün deyil.??. Sende kendine iyi bak. Kib bye