Geçen bölüm öyle bir ikilemin ortasında bırakmıştı ki beni, doluya koysam almadı, boşa koysam dolmadı. Hakan’la empati yaptığım anda bir zerre bile suçlayamadım yaptığı tercihten ötürü onu… Diğer yandan Melis’i düşününce affedebilmesi imkânsız göründü bana. İçim sızladı, sorunun çözümsüzlüğünü düşününce. Ben demiyorum, yapılan araştırmalar diyor: Kadınlarda özgüven ve güven duygularının gelişimi tamamen babaya bağlı. Çocukken […]

Maçın en heyecanlı yerinde ve Bahar Hoca’nın Tarık’ı şikâyet ettiği anda bırakmıştık dördüncü bölümü. Maçı kazandıklarına emindim de şikâyet konusu beni fazlasıyla geriyordu, doğrusu. İlk bölümden beri Bahar, son derece itici geliyor bana. Belki de o tarz insanların gerçekte çevremde bulunmasına pek izin vermediğimdendir. Yabancılıyorum, kızıyorum ve kendi doğruları adına bu kadar keskin yaşarken başka […]

Erdal Beşikçioğlu Cem Yiğit Üzümoğlu

Bölüm başlamadan gelen, en az yarım saatlik özetlere alışkın olan ben, dün akşam Adı Efsane başlamadan önce televizyonu açık bırakıp içeri geçtim. Amacım özet boyunca işlerimi halledip ilk sahneye yetişmekti. Beklerken Rojda Demirer’in her zaman bayıldığım o huzur veren sesini işittim, birden. “Allah Allah, özetsiz mi girdi bunlar?” diye alelacele ekran başına döndüm ki bambaşka […]

Adı Efsane’nin ilk bölümünü beklentimin üstünde bulmuştum. İkinci bölümü de onun getirdiği merakla izlemeye oturdum. Yerli dizilerin kronik problemi ya ilk bölümde beklenenin çok altında kalıyor ya da ilk bölüm temposunu sürdürmekte zorlanıyor. Açıkçası içimde o korku vardı. İzleyici kitlesi konusunda da belirsizlik yaşıyordum ve ikinci bölüm hedef kitleyi netleştirir umudundaydım. Açıkçası %80 cevap aldım […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN Oldum olası severim aykırı tipleri, onların derinindeki duyguyu ve dünyayı… Tanıtımlarından önce “Erdal Beşikçioğlu” adını duyduğumda yine bir “sınırda” karakterin geleceğini biliyordum. Tanıtımlar yanıltmadı beni. Formal bir meslekte de olsa “babalık” gibi alışıldık bir sıfatı da taşısa bambaşka bir tipleme çıkacağı belliydi. Cumartesi akşamları benim için ekran karşısına geçmek güç. Malum […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN İlk kez bu hafta bölüm bitiminde yazmakla yazmamak arasında gidip geldim, bir süre. Sonunda iki sahnenin hatırına yazıyı kaleme almaya karar verdim. Geçen bölüm, Itır ve Tarık problemi “geçici” olarak çözülünce biliyordum, bu bölüm pek de etkin bir ağırlıklarının olmayacağını. Yine geçen bölümün finalinden bu hafta yine, yeni ve yeniden bir […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN Geçen hafta hâkime fotoğrafları veren ve boşanma davasının sonuçlanmasını isteyen Tarık’ta bırakmıştık bölümü. Bir haftadır Tarık’a saydırmakla meşguldüm açıkçası. Gerekçesi ne olursa olsun, ne denli kırılmış, kızmış, incinmiş olursa olsun bir adamın, hayatının bir dönemini ( şimdi bana ama gerçek bir evlilik değil onlarınki demeyin, sevgileri gerçek ama) paylaştığı bir kadından […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN   Dün akşam TRT yayınında yaşanan büyük talihsizlik nedeniyle Hangimiz Sevmedik’in 11. bölüm yorumunu ilk defa bölüm bittikten sonra yazamadım. Diziyi izler izlemez detaylar henüz aklımdayken yazmayı tercih ediyorum aslında ama bir defa da zihnimde dinlenmiş düşüncelerle yazmayı deneyelim bakalım. Geçen hafta, Tarık’ı yolcu eden mahallelinin içinde Münir Baba’yı göremeyip Adile’nin […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN Gözümün yaşını sile sile, burnumu çeke çeke gelip oturdum, yorumun başına. Son diyeceğimi en başta diyeyim de Sinem’e yakışan olsun: Benim şu ana dek en sevdiğim bölüm 10. bölüm oldu, net. Duygusu yoğun, Şener’in cıvıklığı az; düğümleri çok sağlam ve yerli yerinde, oyunculuğu zirvede… Dönüp dönüp bakacağım dolu dolu sahneleriyle bu […]

  Yazar: Sinem ÖZCAN İlk kez yazmaya oturduğumda nereden başlayacağımı bilmemenin tedirginliğini yaşıyorum, bu hafta. Açıkçası öykünün “Şener “ kanadıyla hiiiiççççç ilgilenmiyorum ama gerek Adile ve Münir gerek Itır ve Tarık veeee gerekse yavaş yavaş ayak seslerini duymaya başladığım Emel ve İlyas öykünün kafa patlattığım, duygulandığım ya da gülümsediğim yerleri… Bu hafta, ne zamandır, “keşke […]