Yazar: Ayça AKMAN Bahar’ın babasıyla ilgili gizemin ipuçlarını sunmak, Cihangir‘le Kaan‘ın Halka’ya girişlerini kolaylaştırmak dışında ana hikâyeye bir katkısı olmayan geçen bölümün ardından, bu hafta yine elimizdekilere fazla bir şey eklemeyen, güç savaşlarının iyice su yüzüne çıktığı, bir tutam endişe, aldığı kadar aksiyon, göz kararı romantizm ve haftalar boyu birikmiş bir avuç dolusu soruyla beni başbaşa […]

Yazar: Ayça AKMAN İlginç bir oyundur satranç. Yeterince zeki, sabırlı ve öngörülü bir savaşçının ellerindeyse taşlar, piyonlar vezir olur; vezirler kenara konur. Cengiz Erkmen, Hümeyra’yı satranç masasına davet edip “Geç karşıma, galip gelmek hoşuma gidiyor.” dediğinde, Hümeyra’nın verdiği “sana rakip olamam ben satranç bilmiyorum “cevabı, kulaklarımda çınlaya çınlaya ona koymuş olduğum şerhi erken kaldırmanın pişmanlığıyla alıyorum […]

                              Yazar: Ayça AKMAN İnsana kendini özel hissettiren bölümlerden biri daha geldi Halka’dan; göz kırpmadan seyrettiğim ve iyi ki o sepya rengi duvar resminin peşine takılıp bu hikâyeye başlamışım dedirten… Belki de o yüzden, kafam karmakarışık olsa da yüzümde bir gülümsemeyle kalktım […]

                                                                         Yazar: Ayça AKMAN                                   […]