Geçen hafta bölümü Akif Öğretmen ve Metin Müdür’ün karşılaştıkları sahneyle noktalamıştık. Bu karşılaşmanın ardından bu ortaklığın nedenini biraz da olsa öğrenirim diye ummuştum ancak öyle olmadı. Bu işbirliğinin altında çok önemli bir sebebin yattığını anladım ama hâlâ “Evet işte bu!” diyebileceğim bir done elime geçmedi, en azından bölümün başındaki duygum buydu.
Öğretmen’de bu hafta üçüncü derse başladık: Umut! Aslında ilk bölümden bu yana alttan alta verilen en önemli mesajdı bu ama sadece bu değil; Akif, bu derste bir şeyi daha öğretmeye çalıştı öğrencilerine: Tercihler. Evet, seçimler insanı nereye götürür bunu izledim. Yöntemini bir kenara koyacak olursak söylediklerine itirazım yok. Önümüze iki seçenek sunulduğunda iyiyi ya da kötüyü seçmek bizim elimizde. Bu tamamen kişiye bağlı bir şey. Bu sebeple de Akif’in söylediği her sözün altına imzamı atarım. Doğruydu söylediği. Hem Çetin hem de Nil’le ilgili söyledikleri, gücün kötüyü yapmama kudreti olması hepsi doğruydu ama bu çocuklar, en azından bir kısmı her adımda kötüyü tercih ettiler. Onların yaptığı her yanlış seçim arkadaşlarını bir adım daha ölüme yaklaştırdı. Yaşları, ergenlikleri vs ne olursa olsun bu öyle amaaan gençlik işte deyip üstünden atlayabileceğim bir şey değil.
Gizem, Mevsim, Salih ve Ateş ve belki de bilmediğimiz daha başkaları… Hepsi bir şekilde Rüya’nın en kötü hikâyesinin yazılmasına yardım ettiler. Biri dışladı, biri kıskandı, diğer ikisi tuzak kurdu ve hep birlikte gencecik bir kızı öldürdüler, bu yeter de artar bile. Olaya başından beri intihar diyoruz ya, demeyelim. Bu mis gibi cinayet. El değmeden, tek bir darbe indirmeden biri öldürülebilir mi? Evet, öldürebilir. Rüya Örnek: Alın size dört dörtlük maktul.
Şimdi aslında olay şu: İki taraf da hastalıklı davranıyor. Öğrenciler de hatalı, Akif de öyle. Akif çok hasta ve yaptıklarını herhangi bir etiğe oturtmadan yapıyor. Onun kahraman olmak ya da bu işten sıyrılmak gibi bir derdi yok. Bir amacı var. Onun için bir yıldır plan yapmış ve en sonunda uygulamaya koymuş. Yaptığının doğru ve yanlışlığı önemli değil. Rüya, sosyal terör mağduru. Akif’in yolu külliyen yanlış olsa da o da bu şiddete tepki veriyor.
Akif Erdem çok sevdiği iki kadının başına gelenler yüzünden bir yola girdi. Rüya’ya olanları artık biliyoruz. Zeynep ise hâlâ muğlak. Rüya’nın durumu biraz belirginleşmeye başlasa da hâlâ bu ikisinin ortak bir temeli yok. Rüya ve Zeynep’in başına gelenlerin ortak bir özelliği olması lazım. Bu iki olay bir yerde bağlanacak ancak henüz tek bir kırıntı dahi göremedim.
Zeynep bir öğrencisi için polise gitmek üzereyken korkunç bir kaza(?) geçirdi. Ben Zeynep’in konuştuğu idarecinin Taner Hoca olduğunu düşünüyorum, sesini ve konuşmasını ona benzettim ve yine beynim allak bullak oldu. Zira Taner böylesine bir planı yapabilecek bir karakter görüntüsü çizmiyor. Taner Hoca tam bir şovmen. Tek derdi ünlü olmak. Bu sebeple de polisten sürekli kaçıyor ya zaten zira güvenlik güçleri onun bu isteğinin önünde duruyor. Bu sebeple de onlarla yan yana durmak dahi istemiyor. Şimdi haklı mıyım , değil miyim bilmiyorum ama bu işin başındaki kişi Taner çıkarsa ben bir şaşırırım. O adam soğukkanlı bir şekilde cinayet işleyip hastaneye adam yerleştirecek kadar planlı biri değil. Ancak büyük bir panikle birini öldürebilir ama o kadar. Öyle planlı bir şekilde ilerleyemez zira korkak bir karakter ve en önemli delilim de Akif’in ona dokunmaması. Yani sırf nişanlısının telefonunu aldı diye polise ceza kesen adam, sevdiğini ölüme gönderen adamı mı atlayacak? Hiç zannetmiyorum. Taner bir şekilde bu işin bir yerinde ama çok önemli bir rolü olmadığını düşünüyorum. Aksi takdirde Akif listesine ilk olarak onu alırdı.
Benim kafamı kurcalayan konuların başında şu hastanedeki adam var. Eğer bu köstebek Taner’e çalışıyorsa hikâye bu noktada benim adıma inandırıcılığını kaybeder. Zira bize gösterilen Taner bunu yapabilecek kabiliyette biri değil. Bu sebeple de ben hâlâ asıl oyun kurucuyu görmediğimizi düşünüyorum. Taner bu işin içinde olsa bile bilmediğimiz kişi ya da kişiler olabilir. Bunu öğrenmenin yolu da Rüya ve Zeynep’in başına gelenlerin bağlantılarını görmemiz. Akif planlarını adım adım uygularken bu iki kadını bu hâle getirenler için de çember daralıyor.
Her bölüm, aklımda birçok soruyla kalkıyorum Öğretmen’in başından. Şimdi Akif’in planının çıkış noktasını, ortaklarını biliyorum. En azından gördüğümüz kadarını. Peki bu planında seçtiği kişiler? Mesela neden Yılmaz’ı seçti. Bu komiserle ilgili pek bir şey bilmiyorum. Eski bir eğitimci olması dışında pek bir ayrıntı verilmedi ancak Akif ona karşı fazlasıyla acımasız davranıyor. Aklıyla oyunlar oynayıp onu aşağılıyor. Zeynep’in telefonunu aldığı için ona kızgın ama tek sebebi bu mu? Ben Yılmaz’ın tesadüfen seçildiğine pek inanmıyorum. İlerleyen zamanlarda bu polisle ilgili daha farklı ayrıntılar öğreneceğimizi düşünüyorum. Ehh bekleyelim o vakit.
Diğer yandan hâlâ Akif’in tüm ortaklarını bilmediğimizi düşünüyorum. Ancak bu hafta biri daha ortaya çıktı sanki. Yanılıyor muyum bilemem ama Tuğrul da bu işin içindeydi. Yani yüzündeki ifade, rahatlığı ve gülümsemesi ben de pek korkan bir öğrenci hissi uyandırmadı. Ayrıca bir şey daha var: Akif, Tuğrul’u tüm sınıfın önünde bıçakladı. Yani içinde kan gibi görünmesi için bir şey taşıması gerekiyordu. Tüm bunlar bir araya gelince Tuğrul’un da bu planın aktörlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Tam rolü nedir elbette bilemiyorum ama çemberin dışında değil, ona eminim.
Akif, bu hafta beş öğrencisini daha “öldürdü”. Bence bu “öldürme” sözü bir mecaz sanki. İlk bölümdeki uykudan uyanmak ve dirilişle ilgili sözleriyle insanları uyandırmadan önce öldürmekten mi bahsediyor diye düşünmeden edemiyorum. Bana göre, Akif Rüya olayında bir biçimde masum gördüğü öğrencileri sınıftan çekip alıyor gibi görünüyor da kafamı karıştıranlar: Gizem ve Salih. Salih için hadi dersini aldı ve sınavı geçti desem Gizem işimi bozuyor. O ikisi hususunda hala şüphelerim var ama diğer öğrenciler ile Tuğrul masum.
Akif planının üçüncü adımını da bitirdi. Şimdi sırada o videoyu kurgulayan, Mevsim’in çantasına koyan ve pek tabii ki tüm bunları organize edeni çıkarmak var. Öğretmen bizi daha nelerle teste tabi tutacak? Ekran karşısında merakla bekliyor olacağım.
Emek veren herkesin yüreğine sağlık. Haftaya görüşmek üzere.